Skip links

Yapay Zekâ Teknolojinin Geleceğini Nasıl Dönüştürüyor

Bugünün hayalleri, çoğu zaman yarının gerçekliğinin temelini oluşturur; kurguda öne sürülen teknoloji ve fikirler, bir sonraki nesil yaratıcıların hayali gerçeğe dönüştürmeleri için ilham kaynağı olur. Sayısız yenilik bu yolu izlemiştir ve yapay zekâ bunların en yenisidir. Şimdi ise daha da ileriye baktığımızda, yapay zekânın hangi yeni gelişmeleri gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olacağını görmek mümkündür. 

SIEMENS’in AI Spectrum podcast’inin son bölümünde, Siemens Kıdemli Yapay Zekâ/Makine Öğrenimi Teknik Uzmanı Justin Hodges ve Havacılık, Savunma ve Denizcilik Endüstrileri Başkan Yardımcısı Todd Tuthill ile Altair Mühendislik Veri Bilimi Başkan Yardımcısı Fatma Koçer-Poyraz, yapay zekâ ve simülasyon konulu sohbetlerini, bunun dijital dönüşümün ve inovasyonun geleceği açısından ne anlama geldiğini tartışarak tamamladılar. 

Yapay zekâ ve simülasyondan dijital dönüşüme 

Dijital dönüşüm, tamamlanacak bir süreç ya da bir kontrol listesinde işaretlenecek bir kutucuktan ibaret değildir; bir olgunluk yolculuğudur, diye açıklıyor Todd. Bu yolculuk pek çok aşama ve bileşen içerse bile, bu yolda ilerleyen şirketler, hem dijital dönüşümde daha ileri gitmek hem de uzun süredir yerleşmiş uygulamaları kökten dönüştürmek için yapay zekâ ajanları ve üretken yapay zekâ (generative AI) gibi yeni ve gelişmekte olan teknolojilerden daha iyi yararlanabildiklerini fark edeceklerdir. 

Bugün, süreç, tasarım ve simülasyon gibi çeşitli veri göllerini birbirine bağlamış şirketler, üretken yapay zekâyı kullanarak mühendislerin rutin iş yükünü hafifletme konusunda önemli bir konuma sahiptir. Bu durum yalnızca verimliliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda iş tatminini de yükseltir. Bunun da ötesinde, yapay zekâ, artık yalnızca sağduyu ile çözülemeyecek kadar karmaşık hale gelmiş sistemlerdeki örüntüleri ve ilişkileri ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir. Tıpkı simülasyonda olduğu gibi, yapay zekâ da geniş veri kümeleri üzerinde hızlandırıcı ve yönlendirici bir rol oynayarak mevcut teknolojileri ve insan kullanıcılarını destekler, böylece onların çabalarından maksimum verim elde etmelerini sağlar. 

Bilim kurgudan bilimsel gerçeğe dönüşüm 

Dijital dönüşüm olgunluğunu artırmak, günümüz teknolojilerinin gelişmesine katkı sağlayan somut bir süreçtir; ancak aynı zamanda bugünün kurgusunu yarının teknolojisine dönüştürmede de kilit bir unsurdur. Gerçeklik ile kurgu arasındaki fark ilk bakışta aşılamaz görünebilir, ancak yapay zekâ, simülasyon ve dijital dönüşüm gibi temel teknolojiler ve sistemler aracılığıyla bu mesafe adım adım kapatılabilir. 

Todd’un belirttiği gibi, Star Trek izleyen herkesin, karmaşık görevleri yalnızca konuşarak bilgisayara yaptırma fikrine aşinalığı vardır. 40 yıl önce bu tamamen imkânsızdı; ancak bugün bu temeller atılmış durumda ve giderek daha karmaşık görevler, doğal dilde iletişim kurabilen yapay zekâ yardımcıları (AI copilots) aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor. 24. yüzyıl teknolojisi hâlâ erişimimizin ötesinde olsa da, yapay zekâ, simülasyon ve dijitalleşme teknolojilerindeki sürekli ilerleme, mühendislerin yeni nesil ürünleri tasarlama biçimini kökten değiştirmeye hazırlanıyor. 

Yapay zekâ destekli simülasyonlar, doğal dil yardımcıları, artırılmış gerçeklik (AR) ve dijital ikiz (digital twin) teknolojilerinin kesişiminde, tasarımda yeni bir paradigma kayması bizi bekliyor: “Holodeck’te mühendislik”. Sanal bir ortamda mühendisler, ses ve dokunmatik girdilerle yeni tasarımlar oluşturabilecek, bu süreçte dijital ikiz verileri ve hızlı simülasyonlardan destek alarak tasarımları sezgisel bir biçimde geliştirip kolayca yineleyebilecek. Bu fikir kulağa uzak bir gelecek gibi gelse de, aslında bu yapının temel taşları bugün zaten mevcut. Yapay zekânın benzeri görülmemiş bir hızla gelişmesiyle, birkaç yıl önce imkânsız görünen birçok şey yarının sıradan uygulamaları hâline gelecek. 

Yapay zekâ, birçok görevi ve sektörü dönüştürmeye hazırlanan güçlü bir araçtır; ancak aynı zamanda, insan yaratıcılığı ve karmaşık yazılımlar ile birleştiğinde gerçek gücünü gösterebilir. Daha da ileriye baktığımızda, yapay zekâ yeni çalışma biçimlerinin kilidini açacak, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlayacak ve önceki sistemlerin üzerine yeni bir katman inşa ederek tasarım, simülasyon ve inovasyon için yepyeni bir paradigma yaratacaktır.